Hipersonik füzeler, Mach 5+ daha yüksek hızlarda, yani ses hızının 5 katından daha hızlı hareket eden gelişmiş silah sistemleri sınıfıdır…
ABD tarafından ARRW programı kapsamında geliştirilen AGM-183A füzesi Mach 20 hızına ulaşabilmektedir.
Rusya tarafından geliştirilen Avangard HGV-Hypersonic Glide Vehicle Mach 27+ hızları aşabilmektedir.
Çin tarafından geliştirilen DF-17 füzesinin ise Mach 5 ile Mach 10 arasında değişen hızlarda hareket ettiği tahmin edilmektedir.
Bu yüksek süratler, düşman hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirmekte ve hedefe anlık müdahale imkânı tanımaktadır.
Hipersonik füzelerin geliştirilmesi, uçuş sırasında karşılaştıkları aşırı koşullar nedeniyle teknik bir zorluktur.
Yüksek hızlar, atmosferik sürtünme nedeniyle yoğun ısı üretir ve bu sıcaklıklara dayanabilecek karbon-karbon kompozitler veya ısıya dayanıklı alaşımlar gibi gelişmiş malzemeler gerektirir.
Hipersonik silahları diğerlerinden ayıran özellik, atmosfer içinde manevra yapmak için aerodinamik kaldırma kuvvetini kullanmalarıdır. Bu özellik, geleneksel balistik füzelere kıyasla yeteneklerini önemli ölçüde artırmaktadır.
Balistik füzeler, öngörülebilir, parabolik bir yörünge izler, uzaya fırlatılır ve ardından hedeflerine doğru yüksek hızda bir yay çizerek atmosfere yeniden girer. Bu füzeler iniş sırasında hipersonik hızlara ulaşabilirler, ancak fırlatıldıktan sonra rotalarını değiştirme yeteneklerinden yoksundurlar.
Buna karşılık, yeni nesil hipersonik silahlar “Boost-Glide” teknolojisini kullanır. Roket tarafından fırlatıldıktan sonra, bu araçlar hipersonik hızlarda atmosfere yeniden girer ve aerodinamik kaldırma kuvveti kullanılarak hedeflerine yönlendirilir.
Sabit bir yörünge izleyen balistik füzelerin aksine, Boost-Glide (Hipersonik süzülme aracı-HGV-Hypersonic Glide Vehicle) araçları uçuş sırasında kaçınma manevraları yapabilir, bu da onları önlemek için son derece zor hale getirir.
Aerodinamik kaldırma kuvvetinin rehberliğinde bu kadar yüksek hızlarda manevra yapabilme yeteneği, hedeflerine ulaşma süresini önemli ölçüde azaltır ve mevcut füze savunma sistemleriyle izlenmesi ve önlenmesi daha zor hale getirir.
Scramjet itiş gücü, füzenin geleneksel roket itiş gücüne ihtiyaç duymadan hipersonik hızları korumasını sağlar. Bu tür füzeler aynı hız ve manevra kabiliyeti avantajlarını sunar, ancak farklı bir motor mimarisi kullanır.
Hipersonik füzelerin önemi, özellikle nükleer kapasiteye sahip ülkeler için, modern füze savunma sistemlerini alt etme kabiliyetlerinde yatmaktadır.
Kıtalararası balistik füzeleri önlemek için tasarlanmış balistik füze savunma sistemleri, öngörülebilir, yüksek irtifa yörüngelerini takip ederek füzeleri izlemek ve önlemek için inşa edilmiştir.
Ancak, hipersonik füzelerin manevra kabiliyeti ve hızı, bu savunma sistemlerini etkisiz hale getirir, çünkü bu sistemler füzenin kaçma hareketlerine karşı yeterince hızlı tepki veremezler.
Bu füzelerin uçuş sırasında rotasını değiştirebilme ve aşırı hızlarda uçabilme yeteneği, onları potansiyel olarak önlemeyi aşabilecek veya önlemeyi engelleyebilecek stratejik bir varlık haline getirir.
Bu silah sınıfı, bu nedenle, sadece saldırı yeteneklerini geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda nükleer caydırıcılığının güvenilirliğini güçlendirir…









