Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Özbekistan’a gerçekleştirdiği ziyaret, aslında enerji, özellikle de uranyum gibi konuları ele almayı amaçlıyordu; zira Özbekistan, Fransa’nın nükleer filosu için ikinci tedarikçisi konumunda…
Özbekistan da Kazakistan gibi zengin yeraltı kaynaklarıyla tanınıyor. Dolayısıyla Taşkent’in Rafale’i satın alma konusundaki ilgi ifadesi bu görüşmeler sırasında önemli boyutlar kazandı.
Halihazırda 38 adet MiG-29, 25 adet Su-27 ve yaklaşık 20 adet Su-25 ile donatılmış olan Özbek Hava Kuvvetleri, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana yeni bir savaş uçağı almamıştır.
Planlanan 24 Rafale entegrasyonu (F4 versiyonunda 20 tek kişilik ve 4 iki kişilik) hava kuvvetlerinin önemli bir modernizasyonuna işaret edebilir.
Özbekistan aynı zamanda Güney Koreli KAI T-50 “Golden Eagle” seçeneğini de değerlendiriyor.
Korea Aerospace Industries (KAI) ve Lockheed Martin tarafından ortaklaşa geliştirilen KAI T-50, öncelikle ileri eğitim ve hafif saldırı görevleri için tasarlanmış hafif bir uçaktır.
Orta menzilli elektronik taramalı bir radar ile donatılmış olup, kara saldırı ve hava savunma görevlerini yerine getirebilir.
Daha gelişmiş savaş uçaklarına kıyasla faydalı yükü sınırlıdır, ancak yakın hava desteği ve devriye rollerinde etkili olmaya devam etmektedir.
KAI T-50 genellikle nispeten düşük edinim ve operasyonel maliyetleri nedeniyle daha mütevazı savunma bütçelerine sahip ülkeler için cazip hale geliyor.
Özbekistan’ın bu stratejik dönüşü, Orta Asya’daki jeopolitik istikrar ve ittifaklar konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Batı askeri teknolojisine olan ilgi, Özbekistan’ın uluslararası dinamikler ve askeri ittifaklardaki daha derin değişikliklerin göstergesi olarak görülüyor…